28 Ocak 2012 Cumartesi

KARDAN KADIN MACERASI

Yaşasın yaşasın sonunda dışarı da çıktık. Söz vermiştim Cumartesi kardan adam yapacaktık. Babamız olmaz erken daha değil teni ameliyat oldu demesine karşın geceleri uykusunda sayıklayana yavruma anne olarakta söz vermiştim. Ve çıktık.

Melis'i bilmem ama biz babayla çok eğlendik. Hayatımda hiç bu kadar büyük kardan adam yapmamıştım. Tüm malzemelerini hazırlamıştık. Son dakika gene bir blogta gördüğüm gıda boyasıyla karları renklendirme düşüncesi ile de gıda boyasınıda aldım yanıma. Ama gıda boyası zavallı kardan adamı kırmızı kırmızı puanlı kardan adama çevirdi. Aslında kardan adam da değildi zaten KARDAN KADINdı.
 
İtiraf edeyim güzelim bem beyaz karı kırmızı boyadığım için pişmanımmmmmm. Komşularımdan ayrıca özür diliyorum.

Neyse işte eğlendik son günlerde en çok ihtiyacımız olandı. Melis ne mi yaptı kardan kaleler. Baktıkı ki yavrum anne ve babası kendi kendine eğleniyor kendine farklı bir oyun yarattı....

27 Ocak 2012 Cuma

Gezegenleri tanıyoruz,

Gezegenlerle tanışıklığımız aslında çok küçükten geliyor. Ama geçenlerde Tubıtak'ın bir yayını geçti elimize. Daha doğrusu kitaplıkta kalakalmış meğersem arada köşede. Neyse işte hazır bulmuşken çalışalım dedik. Aslında ben bile gezegenlerin adını büyüklüklerini evreni untmuşum yada bilmiyormuşum. Bu arada okulumuz Şişli bilim merkezine gitmiş ordada varmış gezegenler bölümü kaçırmışız hastalıklara denk geldi işte napalim.

Meğersem Jupiter en büyük gezegenmiş. Şİmdi artık biz birbirimizi dünya kadar değil jüpiter kadar seviyoruz....


 

Ameliyat macerası ve kurtuluşa yakınlık



Perşembe günü artık umarım kulak agrilarina elveda dedik. Çok heyecanla beklediğimiz ve kurtuluşumuzun tek çaresi olarak gördüğümüz kulak tüpü ve geniz operasyonu gerçekleşti. Çok korktuğumuz gibi değilmiş ben çok boğaz ağrısı olur diye düşünmüştüm hatta ameliyattan sonra o kadar ağlıyorduki bir türlü sakinleşteremedim ve dedimki nerden oldu bu ameliyatı keşke olmasaydı. Ama doktorda dedmişti meğersem narkozun etkisiymiş.

 

Neyse işte oldu, bitti. Dertler umarım sona erer ve vücudunu geçen hafta artık dayanamayarak zayıf düşüren enfeksiyonların sonu olmuştur bu ameliyat.

Gene bizi destekleyen ve umudumuzu yitirmeden yaşamamı sağlayan dostlarıma ve blog arkadaşlarıma çok teşekkür ederim.


Ayrıca ve ayrıca Melis'i kendi çocuğu gibi bilen ve onu hiç ama hiç bir zaman unutmayan hep kötü günümüzde yanımızda Özden teyzemize gönderdiği enfes geçmil olsun kurabiyeleri ve meyveleri içinde teşekkür ediyoruz. Son zamanlarda hep kötü sürprizler yaşadığım son 3 seneme hoş bir sürpriz yaptınız HOCAM. Sizi seviyoruz hemde çok kalpten seviyoruz....

Location : Göktürk Merkez Mh., Soydan Sk, 34050 Göktürk Merkez Mh./İstanbul,
Posted via Blogaway

20 Ocak 2012 Cuma

Buruk bir karne günü

Geçen hafta bütün bir hafta boyunca hastanedeydik. 39.5 ile ve 0lara düşmüş akyuvarlarımızla önce acile sonra yatış işlemleri başlatılarak hastaneye yattık. Gene damar yollari, serumlar, 2li antibiyotik tedavisi, ateş düşürücüler, ventolin ve GCSF. Yazarken bile amma uzun diyorum ama 1 hafta boyunca bütün bu ilaçları aldı yavrum.

Damar yollarımız defalarca tıkandı ve yenileri açıldı. Gık bile demedi.... Cesaret ödülü olarak hastanede hemşire ablalarımız bebek verdiler prensesime. Anneannenimizin getiridği oyuncaklarla şenlendi odamız. Sonra öğretmenlerimiz geldi. Tebessüm oldular yavrumun yüzüne. Kes yapıştır, makas, boya ve prit Melis için olmazsa olmazlarımızdı. Nasılda bilmişler meğer nede tanımışlar Melis'in merakını. Ve gene bir oyuncak.

Dinmeyen telefonlar teyzelerimiz, amcalarımız, halalarımız, arkadaşlarımız ve daha niceleri...Bize destek verdiler. Sonra ziyaretçilerimiz geldi amcamız, babaannemiz....

En sevdiğimiz ablamız Özden ablamızın sanata yönelik hediyesi... Meğer ne kadar iyi tanıyorlarmış kızımı sanata merakını....

Ama en çok duygulandıranlardan biride eşimin öğrencileri idi. Küçücük yürek için atmış kalpleri meğer. Melise televizyonda reklamları çıkan bir bebek almışlar. Ne güzel güldü gözleri prensesimin. Umut oldular bize.

Cuma günü çıktık hastaneden toparliyoruz haftaya kulak ve geniz ameliyatı planlaniyor kan değerlerimizi GCSF ile yükseldi. Ama ne zamana kadar... Çok umutsuzdum geçen hafta. Gene 2 sene öncesine gitti hep aklım. Ya hastaneden çıkamazsak ya tekrar izole hayata dönüş yaparsak ya Meli'e birşey olursa.... Zayıf düşen bedenim ve ruhum ve dindiremediğim gözaşlarıyla geçti bir hafta.

Bu hafta daha umutluyuz hayattan. İnşallah geriye dönüş olmayacak hep daha ileriye ama daha ileriye gideceğiz. Ve daha iyiye.

Şükrediyoruz bunada şükür. Ama bugün karne günü. Karnemizi öğretmenimizin elinden almak isterdik ama kısmet olmadı. Seneye inşallah. Karnemizi hafaya okula uğrayıp alacağız Kimbilir belkide öğretmenlerimizden birine rastlarız da bir seromoni yaparız :)

Sen sağlıklı ol yeterki güzel kızım....

3 Ocak 2012 Salı

Okulumuz

Bir mayıs ayıydı. Uzun araştırmalar sonucunda kararımızı vermiştik. Başladık...
Önceleri çok ağladık... Nede olsa bir prenses edasıyla yetişmişti...
Nazlıydı... 1.5 yaşından beri hep hastalıkla mücadele etmişti...
Azimliydik, yenecektik, nede olsa bir gün bitecek diye ümit etmiştik.
Hastalandık... Okula gidemedik...
Gönderme dediler, Gitmesin dediler...
Ama yılmadık. Nede olsa gönül koymuştuk...

Yıllarca hep montessori felsefesini araştırıp, dolu kitaplar okumuştum. Okuduğum kitaplardan elimden geldiğince okuyup, uygulamaya çalışmıştım. Evde eğitim (home schooling) uygulaması başlattım. Aktivitelerimizi paylaşmak ve kızıma hatıra olarak sunmak için bu blogu kurdum. Güzel arkadaşlıklar kurdum, dolu anne ve montessori gönüllüsüyle tanıştım.
Ama herşey bir yere kadardı. Nede olsa evde eğitim sınırlı bir zamana kadar yapılıyordu. Çalışmak, ev, Melis, eş, evlat olarak çabalamama rağmen yetemiyordum. Artık bir okul bulmalıydım.  Araştırdım...
Çok arayıp, nihayet bulmuştuk aradığımız eğitim sistemini. Aslında yanı başımızdaymış ta göremememişiz. Reklamların, markaların arasında kaybolmuşuz meğer...
Okul kurucusunun bir ışık gibi parladı gözleri . Herkes sevgi doluydu. Sevgisini paylaşmak ister gibiydi. Güvenli ve huzurluydu.
Yanaştık limanına.
Dümeni hiç kırmadan huzurla gidiyoruz bu rotada.


Not: Okulumuz bir tek Melis'e değil bu meraklı anneyede kucak açtı. Okulda rutin olarak yapılan montessori eğitimlerine artık beni de kabul ediyorlar. Buradan okul yönetimimize ve beni benimseyen tüm öğretmenlerimize içten sevgilerimi sunarım. Sizlerle tanıştığımız için Melisligunler adina çok mutluyuz.


2 Ocak 2012 Pazartesi

Yeni yılda yeni bir başlangıç için 50. izleyicimize bir anımız olsun istedik

2012'nin taze taze ilk günlerinden Merhaba...

Geçtiğimiz senenin son cumasıydı. Blogumuza yeni bir izleyicimiz katıldı. Bu aslinda benim için çok anlamlı idi. Çünkü 50. izleyiciydi. Ve ben 50. izleyiciye hep bir hediye vermeyi düşünüyordum. Sevgili Bilgen'le tanıştık(http://berilla.blogspot.com/) ve kendisi çok mütevazi bir şekilde hediyeye gerek olmadığını söylemesine rağmen hediyeyi Melis'in Sevgili Beril'e küçük bir anısı olarak kabul etmesini rica ettik. Ve böylece sanırım yeni bir blog kardeşliğinide başlatmış olduk.

Melis arkadaşına göndereceği hediye için epeyi bir hazırlık yaptı. Üzerine Melis yazmak için uzun uzun uğraştı ve hediyeyi alacak arkadaşı kız çocuğu olduğu için kız resmi çizerek en sevdiği prensesler yapıştırmasınıda hediye etti. Sevgisini ifade etmek için de Beril'e kalp çizdi. Hediyen bugün yola çıkıyor. Güle Güle oyna Arkadaşım....
Sevgiler Melis