Cuma günü itibariylen uun bir tatile başladım başladık daha doğrusu. Tatilimizin ilk gününü önce hastaneye kan vermekle başladık. Kötü gibi gözüksede artik Acibadem Maslak Labroratuvarında artik herkesin maskotu olan melis için pek değil. En azından bu acı verici anını bile farklı bir keyfe dönüştürebilliyor. Doktorculuk oyunumuzdaki gerçek oyuncaklarımızı böylesine günlerde topluyoruz. Hemde böylece bant yapıştırma açma gibi konulardada usta oldu. Bazen elimiz kesilse hemen bantı kapıp geliyor HızırAcil gibi :)
Neyse işte Darüşşaaka metrosu açıldı. Eeee nede olsa İBB çalışıyor. İlk kez metroya binecek olan Melis çok heyecanlıydı. Ona sözüm vardı Darüşşafak metrosu açılınca Taksim'e gidip kuşlara yem verecektik. Neyse işte bu arada bende pek eğlenmedim sayılmaz. Öncelikle işe İstanbul kartla başlayayım arabadan inmez olunca kilo almak bir yana toplu taşım araçlarını kullanmaz oldum. Bizim üniversitede bir dersimiz vardı kent mobilyaları diye böyle zamanlarda hocamın söylediği laflar aklıma geliyor. Halkın bir kısmı kentteki mobilyaları )akbil. el kurutma makinası. dispenser. otobüsteki tuvaletler ... kullanmayı bilmiyor diye. Neyse işte kartı bir türlü okutamadım çevirdimde çevirdim hay allahım dedim bu kadarmı yabancılaşmışım:=
Böylece metroya bindik ve eğlence başladı. Sonrada taksimde kuşlara yem verdik kuşlar üzerimiden uçarken ben bile çarptı çarpacak derken Melis gökyüzüne mutlulukla bakıyordu. Buda bir anne için en büyük keyif olsa gerek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder